Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma programında konuşuyor.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Ülkemizin büyümesi, devletimizin güçlenmesi, milletimizin birlik ve beraberliği için çalışan herkese şükranlarımı sunuyorum.
Coşkuyla kutladığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile birlikte Anadolu topraklarındaki son devletimizin, ilk asrını geride bıraktık. Coğrafyamızda Selçuklu’dan Osmanlı’ya devrolan İstiklal bayrağı, Cumhuriyet ile dalgalanmayı sürdürmektedir.
Cumhuriyetimizin kurulması için gayret gösteren herkesi şükranla anıyorum. Gazi Mustafa Kemal’in vasiyeti olan ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma mücadelesini milli mücadele ruhuyla sürdürüyoruz.
“DÜN GARDIROP ATATÜRKÇÜLERİ, BUGÜN SOSYAL MEDYA ATATÜRKÇÜLERİ”
Türkiye, dün “Gardırop Atatürkçüleri”, bugün de “Sosyal medya Atatürkçüleri” olarak ifade edebileceğimiz kesimden çok çekmiştir.
Hamdolsun, Türkiye bu zihniyete rağmen önüne çıkan zorlukları aşarak, demokrasi ve kalkınma yolculuğuna devam ediyor.
Salgından depreme, bölgesel çatışmalardan, küresel krizlere nice sıkıntıların üstesinden, tüm dikkatimizi büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda seferber ederek geliyoruz.
Türkiye Yüzyılı’nın yükselişini hep beraber göreceğiz. Atatürk’ü gerçek manada anmanın, mirasına sahip çıkmanın işte böyle olacağını görüyoruz.
“EN ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTASI CUMHURİYET’TİR”
Türkiye’nin son iki asrı, anayasal zeminde yeni, kapsayıcı, halka dayanan yönetim arayışlarıyla geçmiştir. Bir hayli sancılar yaşandı. Bu sürecin en önemli dönüm noktası, zaferle neticelenen milli mücadelenin ardından Cumhuriyet yönetimine geçilmesidir.
Sadece yönetim sistemiyle birlikte devletin adı değişmiştir. Bu topraklardaki devlet varlığımız Anadolu Selçuklu ile başlar, kesintisiz olarak günümüze kadar gelir.
“SABRIMIZI ZORLUYORLAR”
Filistin halkının topraklarını zorla gaspedenler, geçmişi 75 yılı ancak bulan, meşruiyetini bizzat kendi faşistlikleriyle tartışmalı hale getirdikleri bir devlet inşa etmeye çalışıyor.
Ülkemiz topraklarını da içeren Vadedilmiş Topraklar hezeyanıyla nükleer silah kullanma tehditleriyle, sabrımızı zorluyorlar.
Henüz doğmamış bebeklerden masum çocuklara, mazlum kadınlara kadar on binlerce insanın yitip giden canlarının hesabı elbette sorulacak.
“GAZZE HALKININ TOPRAKLARINI TERK ETMEME İRADESİNE DESTEK VERECEĞİZ”
Bu zalimlerin her biri, onlara verdikleri destekle aynı suça ortak olanlar, tarih önünde mutlaka yargılanacaktır. Türkiye olarak bu işin öncülüğünü biz yapacağız. Dünyada devletlerin ve yönetimlerin önemli bir kısmı, yaşanan zulme gözlerini kapatıyor olabilir. Bu ülkelerin halklarının vicdanlarından yükselen seslerin artması, insanlığın geleceği adına bizi umutlandırıyor.
Gazze halkının topraklarını terk etmeme iradesine sonuna kadar destek vereceğiz. Vatanlarını, canlarını ve namuslarını koruma mücadelesi veren Filistin halkının can ve mal güvenlikleri sağlanana kadar hakkı söylemekten vazgeçmeyeceğiz.
“MASKELERİ TEKER TEKER DÜŞÜRDÜK”
Sizlerin de yakından bildiği, 367 krizinden, partimizi kapatma davasına, terör örgütlerinin saldırılarından, 15 Temmuz darbe girişimine kadar pek çok sınamayı hep beraber verdik. Tuzakların, kumpasların gerisindeki kirli ittifakların maskesini teker teker düşürdük.
Hamdolsun temel altyapı ihtiyaçlarımızı büyük ölçüde tamamladık. Her alanda oldukça iyi bir seviyedeyiz. Türkiye’nin iç ve dış güvenliğiyle ilgili tehditlerin, bir kısmını tamamen ortadan kaldırdık, bir kısmını da asgariye indirdik. Tüm terör örgütlerini, ülke içinde faaliyet yürütemez hale getirdik.
“AB, TÜRKİYE’NİN KAPISINI ÇOK ÇALACAK”
Avrupa Birliği içine düştüğü stratejik körlükten kurtulma umudunu giderek yitirmektedir. Umudunu giderek yitiren AB, Türkiye’nin kapısını çok çalacaktır.
“HİÇBİR KURUM LAYÜSEL DEĞİLDİR”
Yargı kurumlarının kararları da tartışılabilir. Türkiye’de, yüksek mahkemeler dahil hiçbir organ, hiçbir kurum layüsel değildir, eleştirilemez değildir.