İlber Ortaylı bir YouTube programında Candaş Tolga Işık’ın yönelttiği sorulara yanıt verdi. Evliliğin insan tabiatına aykırı olup olmadığı konusunda yöneltilen bir soru üzerine açıklamada bulunan ünlü tarihçinin sözleri sosyal medyada gündem oldu.
“Evlilik insan doğasına uygun” açıklamasında bulunan İlber Ortaylı nedenlerini peş peşe sıraladı:
“Çünkü insanların çoğu yalnız kalamaz. Hele Türkiye’de! Bu çok açık. Yalnız kalmak bir felakettir insanlar için. Hele boşanmaları öyle görürler. Çünkü hayatlarını kendilerince götürüp, çalışmaya alışmamışlar. Hiç değilse insanların bir kısmında bu yok. Onun için hemen evleniyorlar. Yalnız kalma korkusu var, mülkiyetin teminatı var. Bu küçümsenecek bir şey değil, çok büyük bir koruyuculuk. İktisadi tarafı var. Yani ‘Ben evlilik dışı doğururum’ denmez kazanın dışında. İnsanlar hakikaten teminatlı bir ana – baba istiyorlar.”
Ünlü tarihçi “Türkler açık kalamaz!” dedi ve açıklamasına şöyle devam etti:
“Evlenip üçüncü gün yalnız yaşamaya başlayan var. Ruhen o evde aynı çatının altında yalnız yaşayabilirsin. Tabii bunu kural haline getirmek çok zor. Her halükarda Türk milleti yalnız yaşama kültürüne sahip olmayan bir takım. Bütün Akdeniz gibi. Biz de çok fazlasıyla. O yüzden bireyler ya evlenir ya da evlendirilir.
Bu çok önemli. Bir de ayrıca eski zamanda yalnız yaşamadan ileri gelen tehlikeler söz konusudur. Mesela size bir figür vereyim. Umumi harpten evvel bütün büyük ordularda yalnız yaşama söz konusuydu. Çünkü subayların terfi edene kadar zor bir hayatları olurdu. Nerede yaşar, nereye tayin olur, nasıl yaşar? Bunlar belli değildi. Dolayısıyla bunlar evlenmezler.”
Kendi gözlemlerinden devam eden Ortaylı açıklamasına şöyle devam etti:
“Şimdi ben Anadolu’ya gidiyorum. Oradaki şoförlerin her biri çok efendi, çok yardımcı görüyorum. Yalnız gelen ihtiyar insanlara yardım ediyorlar. Bizim Mübeccel Kıray’ın öyle bir tebliği vardı. ‘Büyükşehirde kimlikler nasıl belirlenir, adresin usulü nedir, neyi ifade eder?’ diye. Amerika’da beynelmilel toplantıda tebliği okuduğu zaman millet yerlere yatıyordu. Enteresan bir şey. Yani düşünebiliyor musun? Biri diğerine teyze, anne falan diyor. Bunları tercüme ettiler. Bir sürü İranlı ve Ermeni bizde de böyle diye çıktılar. Çok enteresan bu. Böyle bir mekanizma insanı ‘Lonely crowd’ yalnız kalabalık olma havasından kurtarıyor. Ben bunu Anadolu’da görüyorum. Buraya geliyorum, yahu o melek simalar nereye gitmiş? O herifler, şoförler nereye gitmiş? Adam oluyor burada bir yamyam. Yani korkunç bir şey. Sabah almayıp çocuklu kadının önünden hızla geçiyor. Yani korkunç bir şey!”