Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Yenidoğan bebeklerden topuk kanı alınması uygulaması, uzun yıllardır süregelen bir tıbbi tarama yöntemi olsa da, son günlerde yeniden tartışma konusu haline geldi. Bilimsel tıbbın önemli bir gerekliliği olan bu uygulamaya güvenenler kadar bunun ardında farklı amaçlar olduğuna inananlar ve kararsız kalan aileler de var. Özellikle sosyal medyada hakkında pek çok iddia ortaya atılan topuk kanı testi gerçekten hayati bir tarama mı yoksa başka amaçlara mı hizmet ediyor?
![](https://mersin-gundem.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/topuk-kani-komplosu-romaya-uzandi-dilekcelerde-cilginca-talepler-var-1-dakikada-facia-0-leH1tA8p.jpg)
Topuk kanı, yenidoğan bebeklerin topuğundan doğumdan sonraki ilk 5 gün içinde alınan bir numunedir, bazı genetik ve metabolik hastalıkların erken teşhisi için tıbbi olarak gerekli görülür. Topuk kanı tarama testi, fenilketonüri (PKU), konjenital hipotiroidi, kistik fibrozis, galaktozemi ve SMA gibi hastalıkların erken tespiti için uygulanır. Bu test sayesinde doğuştan gelen hastalıklar erkenden teşhis edilerek, bebeğin gelişim sürecinde ciddi sağlık sorunlarının önüne geçilmesi hedeflenir.
Tıbben kanıtlanmış herhangi bir zararı bulunmayan bu uygulama, bazı aileler tarafından riskli veya gereksiz olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de topuk kanı taraması zorunlu olmasa da sağlık otoriteleri tarafından önerilir. Yasal olarak ailelerin bu testi reddetme hakkı olsa da uzmanlar, bunun bebekler için hayati bir risk oluşturabileceğini belirtiyor.
Uzmanlara göre, topuk kanı ve aşı reddi konusundaki artışın en büyük sebebi sosyal medyada yayılan yanlış ve yanıltıcı bilgiler. Sosyal medya platformlarında, topuk kanının yurt dışına kaçırıldığı, genetik bilgilerle oynandığı, çocuklara hastalık damgası vurularak ilaç bağımlısı hale getirildiği, ruhsal ve bedensel sağlığı tehdit ettiği, acı ve ağrının beyin hasarına yol açtığı, enfeksiyon riskinin yüksek olduğu veya kısırlığa neden olduğu gibi bilimsel temeli olmayan birçok iddia öne sülürmekle birlikte bu tür iddialar, ailelerin topuk kanı testine karşı çıkmasına neden oluyor.
![](https://mersin-gundem.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/topuk-kani-komplosu-romaya-uzandi-dilekcelerde-cilginca-talepler-var-1-dakikada-facia-1-DHkg24G8.jpg)
Ölmekte olan Aşil’in mermer heykeli
Bazı iddialara göre, topuk kanı uygulaması mitolojik bir efsaneye dayandırılıyor. Bu inanışa göre topuktan alınan kanın yeri, Truva Savaşı’nda büyük rol oynayan ve tarihin en güçlü savaşçılarından biri olarak kabul edilen Akhilleus (Aşil) ile ilişkili. Mitolojiye göre, Aşil’in annesi Thetis, oğlunu ölümsüz kılmak için onu kutsal Styx Irmağı’na batırır. Ancak annesi bebeğini topuğundan tuttuğu için bu bölge suya değmez ve savunmasız kalır. Sonrasında Aşil, Truva Savaşı’nda tam da bu zayıf noktasından vurularak öldürülür. İşte bu olay, “Aşil tendonu” teriminin kökenini oluşturdu ve mitolojik anlatılarda insan vücudundaki en hassas noktalardan biri olarak kabul edildi.
‘DİLEKÇELERDEKİ TALEPLER ÇILGINCA’
Bazı kesimler, topuk kanının bu hassas noktadan alınmasının bebeğin doğasına aykırı olduğunu ve zarar verebileceğini öne sürüyor. Bir diğer komplo teorisi ise topuk kanının, Roma soylu ailelerin genetik mirasını belirlemek amacıyla analiz edilmesi. İddiaya göre, alınan kan özel merkezlerde incelenmekte ve eğer bir bebeğin DNA’sı İtalya/Roma kökenli zengin ve soylu kişilerle eşleşirse, bu bebekler ilerleyen süreçte çeşitli sağlık problemleri bahane edilerek hastaneye düşürülüyor. Yine komplı teorisine göre bu kişilerin plasenta, kordon kanı, sünnet derisi, kök hücreleri ve organları kullanılarak bazı insanların daha uzun yaşamaları sağlanıyor.
Son yıllarda, topuk kanı uygulamasına rıza göstermeyen ailelerin sayısının hızla arttığı gözlemler arasında. Doktorlar, bazı ailelerin avukatlar tarafından hazırlanan özel dilekçelerle hastanelere başvurduğunu belirtti. Bu dilekçelerde topuk kanının yanı sıra yer alan talepler ise oldukça dikkat çekici: “Bebeğin doğumuna hiçbir tıbbi müdahale yapılmasın, doğumdan hemen sonra canlandırma işlemi gerekecek olsa bile aile onayı olmadan müdahalede bulunulmasın, bebeğe K vitamini iğnesi ve Hepatit B aşısı yapılmasın.”
‘ALTIN DAKİKA’ HAYAT KURTARIYOR
Uzmanlar, bu taleplerin yenidoğanların hayati risk altına girmesine neden olabileceğini vurgularken, özellikle “altın dakika” olarak adlandırılan bebeğin doğumdan sonraki ilk 60 saniyesinin kritik bir müdahale süreci olarak görüldüğüne dikkat çekti. Yani bu süre içinde gerekli tıbbi müdahalelerin yapılamaması, bebeğin oksijensiz kalmasına ve kalıcı beyin hasarı ya da ölümle sonuçlanabilecek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
![](https://mersin-gundem.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/topuk-kani-komplosu-romaya-uzandi-dilekcelerde-cilginca-talepler-var-1-dakikada-facia-2-lXjeDRu5.jpg)
Tüm bunların yanı sıra sosyal medyada topuk kanı uygulamasının faydalı bir uygulama olduğunu, bu uygulamayla bebeklerinde metabolik ve genetik hastalıkların erkenden teşhis edildiğini ve bu sayede hayatlarının kurtulduğunu anlatan aileler ve deneyimleri de yer alıyor. Fark edilmemesi halinde zekâ geriliğine bile neden olabilecek sorunların topuk kanıyla erken teşhis edilmemesi durumunda bebeği başka hangi tehlikeler bekliyor? Çocuk Sağlığı ve Uzmanı Doç. Dr. Yakup Çağ’a danıştık.
‘NEDEN BENİM BEBEĞİMİN CANI ACISIN?’
— Topuk kanı uygulamasına rıza göstermeyen ailelerin sayısında son zamanlarda hatırı sayılır bir artış yaşanıyor. Komplo teorilerine inanan ailelerin çocuklarını gelecekte hangi tehlikeler bekliyor?
Çocuk Sağlığı ve Uzmanı Doç. Dr. Yakup Çağ: Topuk kanı almak Sağlık Bakanlığı’mızın yenidoğan tarama programlarından bir tanesini teşkil ediyor. Topuk kanı almak dışında yenidoğan işitme taraması, doğumsal kalça displazisi taraması gibi başka taramalarda yenidoğan bebeğe yapılır. Bu tarama programlarındaki amaç, konjenital dediğimiz doğumsal olan bazı hastalıkları erkenden tespit ederek alınacak tedbirlerle bebeklerimizi bu hastalıkların olumsuz etkilerinden korumaktır. Topuk kanıyla metabolik bazı hastalıklar başta olma üzere çeşitli hastalıklar taranır. Bunlar doğumsal hipotiroidi, fenilketonüri, biyotidinaz eksikliği, kistik fibrozis, konjenitak adrenal hiperplazi ve spinal müsküler distrofi’nin (SMA Hastalığı) bazı tipleri olmak üzere toplamda 6 hastalık taranmasıdır. Metabolik hastalıklar doğumdan sonra hemen bulgu vermezler ve bu bebekler tamamen normal görünür. Ancak bulgular birkaç ay sonra ortaya çıkar ve çıktığında da geç kalmış oluruz. Örneğin Fenilketonüri erkenden tespit edilip gerekli müdahale yapılmaz ise bu çocuklarda kalıcı zekâ geriliği başta olmak üzere ölüme kadar gidebilen olumsuz durumlarla kaşılaşabiliriz. Oysaki basit bir önlemle fenilalanin içeren gıdalardan kaçınılırsa bu bebekler tamamen sağlıklı çocuklar olabilir. Aynı durum konjenital hipotiroidi için de geçerli. Bu çocuklar da doğumdan hemen sonra tespit edilmezse zekâ geriliği başta olmak üzere gelişme geriliği, boy kısalığı ve başka tür sorunlarla karşı karşıya kalacaklardır. Halbuki çok basit bir tedaviyle sadece dışarıdan ihtiyacı olan tiroid hormonunu aldıklarında tamamen sağlıklı çocuklar olabilirler.
“Konjenital hipotiroidi ve fenilketonüri nadir görülen hastalıklardan. Yılda 1 milyon civarında bebeğin doğduğu Türkiye’de istatistikler, bu bebeklerin 300 civarının hipotiroidi, 300 civarının ise fenilketonüri hastalığıyla dünyaya gelebildiğini gösteriyor. Topuk kanı alınmasına karşı olanlardan bazılarının düşüncesi bu hastalıkların nadir görülmesinden kaynaklanıyor. ‘Neden benim bebeğimin canı acısın’ şeklinde savunmaları var. Benim bu soruya cevabım ‘Bu hastalığın kimde ortaya çıkacağını bilemeyiz, ya sizin bebeğinize denk gelirse? Ateş düştüğü yeri yakar’ şeklinde oluyor. Diğer komplo teorilerin hiçbirinin bilimsel dayanağı yok. Ancak bir diğer gerekçe ‘Eskiden topuk kanı mı alınıyordu, K vitamini mi yapılıyordu, aşı mı yapılıyordu’ şeklinde oluyor. Buna cevabım ise, ‘Evet, eskiden bunlar yapılmıyordu. Ancak sizin bahsettiğiniz zamanlarda her doğan bin bebeğin yaklaşık 150-200’ü daha 1 yaşını doldurmadan, neredeyse üçte biri 5 yaşına gelmeden hayatını kaybediyordu. Oysaki bugün ülkemizde yenidoğan ölüm oranları binde 9’lara, 5 yaş altı çocuk ölüm oranları ise binde 12’lere inmiştir ve tüm bunlar aşılar, erken tarama programları başta olmak üzere alınan bu tür tedbirler sayesinde olmuştur’ şeklinde oluyor.”
![](https://mersin-gundem.com.tr/wp-content/uploads/2025/02/topuk-kani-komplosu-romaya-uzandi-dilekcelerde-cilginca-talepler-var-1-dakikada-facia-3-ZhDbgrrG.jpg)
— Bir hekim olarak siz böyle bir vakayla karşılaştınız mı, gerekli açıklamalar sonrasında fikir değiştiren aileler oldu mu?
Çocuk Sağlığı ve Uzmanı Doç. Dr. Yakup Çağ: Tam olarak topuk kanı alınmamasıyla ilgili bir durumla karşılaşmadım ancak aşı yaptırmak istemeyen ebeveynlerle karşılaşıyorum. Onları ikna etmek için bilimsel kanıtlara ve gerçeklerle dayanan bilgilendirme sonrası birçoğunun ikna olup aşılarını yaptırmaya başladığını söyleyebilirim.
‘YAYGINLAŞIRSA TÜM TOPLUMU TEHLİKEYE ATAR’
— Ailelerin topuk kanına rıza göstermemesi halinde nasıl bir aksiyon alıyorsunuz, bu reddediş uzun vadede hangi durumları beraberinde getiriyor?
Çocuk Sağlığı ve Uzmanı Doç. Dr. Yakup Çağ: Topuk kanı alınmasına karşı olan ailelere bunu gerekliliği konusunda ikna etmek için gerekli çabayı gösteririm. Ancak reddedişin uzun vadede beni en çok endişelendiren şey ise bu durumun giderek artması ve yaygınlaşarak tüm toplumu tehlikeye atmasıdır.
— Topuk kanına rıza göstermeyen ailelerin doğum anındaki müdahalelerin de karşısında olduğunu görüyoruz. Doğumdan hemen sonraki ‘altın dakika’da gerekli müdahaleleri yapamamak ne anlam ifade ediyor?
Çocuk Sağlığı ve Uzmanı Doç. Dr. Yakup Çağ: Doğum öncesi her şey normal görünse bile bazı bebekler solunum problemleri başta olmak üzere birtakım sorunlarla dünyaya gelebilirler. Eğer erkenden ‘altın dakika’ adı verilen bebeğin dünyaya geldiği ilk saniyelerde gerekli müdahaleler yapılmaz ise bebek oksijensiz kalabilir ve bu durumdan en çok beyin etkilenir. Bu durum ilerleyen zamanlarda havale geçirme, sakatlıklar başta olmak üzere ölüm dahil birçok soruna sebep olabilir.
More Stories
Bilimsel olarak kanıtlandı: Yaşlanmayı yavaşlatıyor mu?
Sakarya’da kanser hastalığı için anlamlı farkındalık
Uzmanından uyarı: Kol ve bacaktaki ağrı ve soğukluğu ciddiye alın